Yazımızda bir ürünün kurulumunda veya montajında hata yapılması esnasında malın iadesinin nasıl yapılacağını, cayma hakkının kullanılıp kullanılamayacağını, montaj hatasının ayıplı mal kapsamına girip girmeyeceğini ve konunun hukuki dayanağını örnek bir Yargıtay kararı üzerinden tartışacağız.

İlk olarak bir malın kurulumunun veya montajının hatalı yapılmasının hukuki olarak hangi kategoriye sokacağımızı tartışmamız gerekmektedir. Bu yüzden ilk olarak cayma hakkını tanımlayacağı ve akabinde ayıplı mal konusuna değineceğiz.

Cayma Hakkı Nedir?

Cayma hakkı tüketicinin yapılan bir sözleşmeden herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin caymasıdır. Burada tüketici sözleşme yapma iradesini geri alır.

Cayma hakkı konusunda detaylı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz

[su_button url=”http://www.selfhukuk.com/magazadan-ve-internet-uzerinden-alinan-urunun-iadesi-ve-cayma-hakki/” target=”blank” style=”3d” background=”#2729c1″ size=”4″]Mağazadan ve İnternet Üzerinden Alınan Ürünlerde Cayma Hakkı Tıklayınız[/su_button]

Ayıplı Mal Nedir?

Ayıplı mal taşıması gereken özellikleri taşımayan, taraflarca kararlaştırılmış örneğe uymayan, özetle sözleşmeye aykırı olan mallardır.

Yine kanuna göre “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir.”

Ayıplı mal konusunda detaylı bilgi için yazımızı okuyabilirsiniz

[su_button url=”http://www.selfhukuk.com/ayipli-mallarda-tuketicinin-haklari-kusurlu-mallarin-iadesi-degisimi-ve-tamiri-ornek-yargitay-kararlari/” target=”blank” style=”3d” background=”#2729c1″ size=”4″]Ayıplı mallar konusunda tüketicinin hakları Tıklayınız[/su_button]

Eğer kurulan mal veya ürün taşıması gereken özellikleri taşımıyorsa ayıplı mal söz konusudur. Ancak kurulan malın kurulumuna veya montajına ilişkin bir hata yapılmış ise bu durumda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanundan ziyade Borçlar Kanununda Bulunan eser sözleşmesi kapsamına değinilmesi gerekmektedir. Bu konunun çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir.

Eser Sözleşmesi Nedir?

Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.

Eser sözleşmesinde Ayıp Sebebiyle Sorumluluk Nedir?

Ayıp sebebiyle sorumluluk

a.Ayıbın belirlenmesi

MADDE 474- İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.

b.İşsahibinin seçimlik hakları

MADDE 475- Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

  1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
  2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
  3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.

İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.

Örnek Olay

Klimaların kurulum ve montajı işine ilişkin bir örnek olay: Yargıtay 15. Hukuk Dairesi   2016/3681 E.  ,  2016/4768 K.

Yaşanan olayda müşteri satın alınan klimaların kurulumunun ayıplı ifa edildiği için sözleşmeden cayma hakkını kullandıklarını belirterek klimaların iadesi ile ödenen paranın  yasal faiziyle yükleniciden tahsiline karar verilmesini istemiştir

Yüklenici (davalı) klimaların müşterinin  isteğine uygun olarak kurulumunun yapıldığını, davacının daha sonra montajı beğenmediğini bildirmiştir. Müşterinin malları geri vererek cayma gayreti içinde olduğunu savunmuştur.

Mahkemece tespit raporunda klimaların montajının gereği gibi yapılmamasının alıcının ondan beklediği faydayı ortadan kaldıracağı belirtilerek davanın kabulüne, satış sözleşmesinin iptâline, klimaların masrafları davalıya ait olmak üzere davalıya iadesine, ödenmiş olan paranın yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Yüklenici mahkemenin kararını teymiz etmiştir.

Yargıtay klimaların kurulum ve montajı işinin eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yargıtaya göre eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.

Bu yüzden görülen davada eserin kullanılamayacak derecede ağır kusurlu olup olmadığının bilirkişi tarafından tespit edilmediği gerekçesiyle mahkemenin kararı bozulmuştur.

İşte kararın tam metini

“…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, klimaların kurulum ve montajı işine ilişkin olmasına göre eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddeleridir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK’nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. Açık ayıplarda TBK’nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin

eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Sonradan ortaya çıkan ayıpta yani gizli ayıplarda ise TBK 477/3. maddeye göre ayıp ortaya çıktıktan sonra gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.

Ayıptan doğan zararın varlığı ve miktarı ile zarardan sorumluluğu gerektiren kusurun kanıtlanması konusunda ispat kurallarına bakılmalıdır. HMK 190/1. maddeye göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu nedenle ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibi eserin ayıplı olduğunu kanıtlamak zorundadır.

Hukuki dinlenilme hakkının düzenlendiği HMK 27. maddeye göre davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.

Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir (HMK 266/1). Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir (HMK 281/2). Mahkeme, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir (HMK 281/3).

Somut olayda mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın, delil tespiti yoluyla alınan bilirkişi raporuna dayanılarak hükme varılmıştır. Delil tespiti karşı tarafın yokluğunda yapılmış ve bu rapora itiraz edilmiş olduğu halde delil tespiti dosyasında alınan raporun hükme esas alınması hukuki dinlenilme hakkına da aykırıdır.

Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda bir bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınıp değerlendirmek suretiyle karar verilmesi gerekirken davalının yokluğunda yapılan delil tespiti dosyasındaki rapor esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru doğru olmadığından kararın temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi….”

Tüketicinin korunması hakkındaki kanun

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6502.pdf

Türk Borçlar Kanunu

http://www.selfhukuk.com/wp-content/uploads/2016/12/Bor%C3%A7lar-Kanunu-6098.pdf

Etiketler: eser, eser sözleşmesi, borçlar kanunu, tbk, ayıplı mal, kusurlu mal, hatalı mal, cayma hakkı, sözleşmeden dönme, tazminat, yasal faiz, dava, mahkeme, ayıp, hata, iade, geri verme, sözleşme, klima, iş sahibi, yüklenici, tüketici, müşteri, tüketicinin korunması hakkındaki kanun, hakem, heyet, Yargıtay, karar, kurulum, montaj, kurum ve montaj hatası, kurulum ayıbı, kurulum kusuru, montaj hatası, montaj ayıbı, montaj kusuru,